Ünlü Hırvat Piyanist Maksim Mrvica 3 Mayıs Cuma günü “The Collection” turnesi kapsamında Volkswagen Arena’da olacak. Mrvica, konser ile ilgili, “İstanbul konserimde sahne konsepti aynı olacak ama konserden sonra doğum günümü kutlayacağız” dedi.
İstanbul konseri hakkında konuşan ünlü virtüöz, müzik hayatını, yeni albümü “The Collection”ı ve konserden beklentilerinden bahsetti. 20 yıllık kariye boyunca 10 stüdyo albümü çıkardığını söyleyen Mrvica, “Albümlerimdeki en iyi şarkıları Collection’da toplama kararı aldım ve bu şarkılar aynı zamanda şimdiki dünya turnem için konser listesi oldu” Ifadelerinde bulundu.
“Benim için çok büyük ve önemli bir turne bu”
Haziran ayında sona erdiğinde 4 kıta 20 ülke ve 100’ün üzerinde konser vermiş olacağını söylediği turnesi “The Collection” hakkında “Benim için çok büyük ve önemli bir turne bu” şeklinde konuştu.
Sesteki bazı frekansların filtrelenip yalnızca seçili frekans aralıklarının öne çıkarıldığı crossover müziğinden yararlandığını anlatan Maksim, bu türü klasik ile modern arasında bir köprü olarak gördüğünden bahsetti. “Genç bireylerin klasik müzik konserlerine gelip klasik repertuvarla tanışması için önemsiyorum. Birçok hayranımın klasik müzik dinlemediğini biliyorum fakat beni dinleyerek klasik müziğin güzelliklerini keşfediyorlar.” Ifadeleri ile crossover müziğinin yeni nesile erişmedeki önemini vurguladı.
Hayranlarının yoğun ilgi gösterdiği şarkıları hakkında da konuşan sanatçı, şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa genelinde çoğunlukla eski klasik şeklinde bestelediğim şarkılar seviliyor ama diğer kıtalarda modern müzikten uyarladığım Mission Impossible, Pirates of the Caribbean, Game of Thrones gibi film ve dizi müzikleri beğeniliyor. Özellikle büyük çaplı konserlerimde seyirciler en çok bu tür şarkılarımı beğeniyor.”
Klasik ve crossover müziklerinin farklarına değinen sanatçı türler hakkında şunlara değindi:
“Ben klasik usulle eğitim alan bir piyanistim. Bu yüzden hayatımın büyük bir bölümünde klasik piyanist olarak çalıştım ve klasik resitalleri çaldım. Kimi zaman filarmoni orkestrasıyla da çalıştım fakat son 6-7 senedir kendi grubumla crossover müziğe odaklanıyorum. Bence her iki türü de çalmak güzel. Bazı konserlerde 2 bin kişiye, bazılarında 12 bin kişiye hitap ediyorum. Hepsi bana farklı bir atmosfer sunuyor. Küçük salonlarda seyirciyle daha samimi hissediyorum. Büyük stadyumlarda sahne aldığımda da devasa ışıklar ve kalabalık beni büyülüyor. Kısacası her konserim benim için büyük bir heyecan ifade ediyor. İki ayrı türü de seviyorum.“
İstanbul konserinin doğum günü ile aynı gün olduğuna değinen Maksim, “Repertuvar olarak çok önceden provalarını yaptığımız, ışıklandırmalar ve görsel prodüksiyonla uyumlu, hazır bir konseptimiz var. Turne boyunca genellikle bütün konserlerde dizilim aynı oluyor. İstanbul konserimde de sahne konsepti aynı olacak ama konserden sonra doğum günümü kutlayacağız” sözleri ile heyecanını dile getirdi.”
Farklı şarkılara da yer verilecek
Queen, Coldplay ve John Legend gibi sanatçıların eserlerine de yer vereceği “The Collection” şovunun repertuvarına orkestrası eşlik edecek. Aynı zamanda konserde The Godfather, Pirates of the Caribbean ve Game of Thrones gibi ünlü dizi ve filmlerin müziklerine de yer verilecek.
Şu ana kadar 50’nin üzerinde gösterisi ile birlikte Avustralya, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da sanatseverler ile bir araya gelen Maksim, başta MTV Müzik Ödülü olmak üzere çeşitli ödül törenlerinin takdirini kazandı.